Sigorta Tahkim Komisyonu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesi uyarınca kurulmuş olup sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf olan sigorta şirketleri arasında meydana gelen uyuşmazlıkların çözümünde alternatif bir çözüm yoludur.
Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunabilmek için öncelikle uyuşmazlık tarafı olan sigorta şirketine uyuşmazlık konusu ve talebi ile ilgili başvuru yapılması özel dava şartıdır. Sigorta şirketine yapılmış olan başvurunun 15 iş günü (trafik sigortalarında 15 gün) içinde reddedilmesi veya kısmen kabul edilmesi halinde hak sahibi uyuşmazlığı Sigorta Tahkim Komisyonuna taşıyabilecektir.
Maddi hasarlı trafik kazası sonucunda müvekkillerin araçlarında meydana gelen hasar neticesinde sigorta şirketlerine karşı Sigorta Tahkim Komisyonu’nda bazıları aşağıda belirtilen çeşitli dava türleri açılmaktadır.
Hasar Bedeli Nedir?
Araç Hasar Bedeli; trafik kazası nedeniyle zarar gören parçaların değişimi, aracın
tamiri, işçilik ücretleri gibi maddi hasar kalemlerinin toplamıdır. Yani kısaca hasar bedeli,
aracın kazadan önceki çalışır haline getirilmesi için yapılan onarım bedelidir. İki veya daha
fazla tarafı olan bir trafik kazasında %100 kusurlu olmadığınız her durumunda hasar bedeli
talep edebilirsiniz.
Hasar Bedeli Kimden Talep Edilir?
Hasar bedelini;
-Kusurlu tarafın Trafik Sigortasını yaptırdığı Sigorta Şirketinden,
-Kusurlu aracın sürücüsünden,
-Ve kusurlu aracın malikinden talep edebilirsiniz.
Trafik Sigortası Nedir ve Neden Vardır?
Ülkemizde maalesef her gün çok sayıda trafik kazası gerçekleşmektedir. Trafik
kazalarının gerek sayıca fazlalığı gerekse araç parça maliyetlerinin yüksek, parça
teminlerinin zor olması nedeniyle mağduriyetlere yol açtığı bilinen bir gerçektir. Trafik
kazalarının neden olduğu mağduriyetlerin önlenmesi adına Karayolları Trafik Kanununun
91. Maddesi uyarınca ülkemizde araç işletenlerine Trafik Sigortası (Zorunlu Mali Mesuliyet
Sigortası) yaptırma yükümlülüğü getirilmiştir. Bu madde gereğince Trafik Sigortası
yapılmayan ya da belirtilen süre sonunda yenilenmeyen araçların trafiğe çıkması kanunen
yasaktır.
Trafik Sigortası sayesinde kaza nedeniyle oluşan maddi bir zarar, kusurlu olan
tarafın sigorta poliçesinin bulunduğu Sigorta Şirketi tarafından poliçede belirtilen limit
dahilinde karşılanmakta ve mağduriyetlerin azalması sağlanmaktadır. Sigorta şirketi, kaza
nedeniyle mağdur olan tarafa, meydana gelen zararlardan poliçede belirtilen kloz limiti
dahilinde zarar veren araç işleteni ile birlikte müteselsil sorumludur.
Hasar bedeli, Trafik Sigortası poliçe teminatı kapsamındadır. Bu kapsamda hasar
bedeli, öncelikli olarak zarara sebep olan tarafın poliçesinin bulunduğu Sigorta
Şirketlerinden talep edilmelidir.
“Yargıtay’ın Yerleşik İçtihatları ile trafik kazası sonrasında hasara uğrayan araçta
oluşan hasar bedeli zararı da gerçek zarar kalemleri arasında kabul edilmiş ve bu zararın da
zorunlu trafik sigortası tarafından karşılanması gerektiğine hükmedilmiştir.” - 19.11.2019
Tarih ve K-2019/93371 Sayılı Hakem Kararı
Hasar Bedeli Nasıl Talep Edilir?
Hasar Bedeli talep edilebilmesi için öncelikli olarak kusurlu olan tarafın poliçesinin
bulunduğu Sigorta Şirketine başvuruda bulunmanız veya hasar ihbarında bulunmanız
gerekmektedir. Hasar ihbarında bulunmanız durumunda, hasar dosyanız açılacak ve
Sigorta Şirketi tarafından kazayı incelemesi için ekspertiz atanacaktır. Ekspertiz, aracınızı
serviste inceleyip aracın değişmesi gereken parçaları ve işçilik bedelini hesaplayacak ve
hasar bedelini tespit edecektir. Hasar Bedelinin tespit edilmesinden sonra Sigorta Şirketi
tarafınıza 8 gün içerisinde ödeme yapacaktır. Hasar Bedelinin sürecin takibinin sigorta
alanında uzmanlaşmış bir avukat tarafından yürütülmesi son derece önemlidir.
Sigorta Şirketi Hiç Ödeme Yapmazsa veya Kısmen Ödeme Yaparsa Ne Yapmak Gerekir?
Sigorta Şirketine başvuru yapılmasına rağmen Sigorta Şirketi başvuruyu reddederek
ödeme yapmayabilir veya eksik miktarda tazminat ödemesi yapabilir. Böyle durumlarda,
bakiye hasar bedelinin ödenmesi için Sigorta Şirketine tekrar başvurarak ek ödeme
talebinde bulunulabilir. Ancak Sigorta Şirketleri genellikle eksik ödeme talebiyle tekrardan
başvurulması halinde red kararı vermekte ve ödeme yapmamaktadırlar. Eksik kalan kısım
veya reddedilen başvuru için Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunarak veya dava
yoluna gidilerek bakiye hasar bedelinin ödenmesi talebinde bulunulabilir.
“1. Dosyanın incelenmesinde; aynı kazaya ilişkin davacı tarafından daha önce de
Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulduğu, 2020.E.70246 başvuru numaralı dosyada
alınan bilirkişi raporunda davacının aracında meydana gelen hasar bedelinin 60.338,88 TL
olarak belirlendiği, davacı tarafından dava değerinin yükseltilmemesi nedeniyle taleple bağlı
kalınarak 15.000,00 TL hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar verildiği, temyiz
incelemesine konu davaya ilişkin ... kararı içeriğine göre ilk başvuruya ilişkin kararın itiraz
edilmeyerek kesinleştiği, ancak dosya arasında ilk başvuruya ilişkin kesinleşme şerhinin
mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Eldeki başvuruda ise herhangi bir araştırma yapılmaksızın
ilk başvuruda alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiştir. Ancak dosya
içeriğinden ilk başvuruya ilişkin karara karşı itiraz ve temyiz yoluna başvurulmadığı,
dolayısıyla ilk başvuruya ilişkin kararın derecattan geçmek suretiyle kesinleşmediği
görüldüğünden ilk başvuruda alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi
isabetsizdir. Şu durumda; İtiraz Hakem Heyetince ilk başvuruya ilişkin bilgi ve belgeler ile
kesinleşme şerhinin dosya arasına alınarak davacının bakiye zararının bulunup bulunmadığı,
bakiye zararının bulunması halinde miktarının ne olduğu hususlarında konusunda uzman
bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca
göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru
değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.”- Yargıtay 4. Hukuk
Dairesi
2021/25743 E., 2023/4772 K.
Kusurlu Taraf Aracına Trafik Sigortası Yaptırmamışsa veya Sigorta Şirketi Limiti Dahilinde
Ödeme Yapmışsa Hasar Bedelini Kimden ve Nasıl Talep Ederim?
Daha önce her aracın Trafik Sigortası olması gerektiğinden bahsetmiştik. Ancak
trafik kazasında kusurlu olan taraf aracına Trafik Sigortası yaptırmamış olabilir. Yine aynı
şekilde Sigorta Şirketi poliçede belirtilen limiti dahilinde ödeme yapıp sorumluluğunu
yerine getirmiş olabilir. Trafik kazasında kusurlu olan tarafın Trafik Sigortası olmaması
veya limiti dahilinde ödeme yapması durumunda Hasar Bedelini Sigorta Şirketinden talep
edememekteyiz. Ancak kazada kusurlu olan aracın sürücüsü ve aracın malikinden dava
yoluyla talep edilebilmektedir. Gerek dava gerekse tahkim yolu süreci hukuki niteliği
itibariyle sigorta alanında uzmanlaşmış avukat veya avukatlar tarafından takip edilmelidir.
Bizimle iletişime geçebilirsiniz.
HASAR ARA FARKI (ORJİNAL PARÇA FARKI) NEDİR?
Gerçekleşen trafik kazası sonucunda araç üzerinde meydana gelen hasarın giderilmesi için
onarıma tabi tutulan aracınızda, kaza nedeniyle hasarlı araç parçasının tamir edilerek kullanılmasının
mümkün olmadığı durumlarda hasarlı araç parçasının orijinal bir araç parçası ile değiştirilmesi
gerekmektedir. Fakat orijinal araç parçasının her zaman temin edilmesi mümkün olmamaktadır.
Dolayısıyla bu gibi durumlarda orijinal araç parçası yerine ona muadil tabiri caizse yan sanayi bir araç
parçasının takılması durumu oluşabilmektedir. Orijinal araç parçası yerine yan sanayi araç parçasının
monte edilmesi durumunda arada oluşan fark bedeli hasar ara farkı bedeli olarak ifade edilmektedir.
Durumu daha net anlatabilmek adına hasar ara farkına ilişkin örnek vermek gerekir ise; Kazadan önce
aracınızın ön tamponun orijinal olduğunu, orijinal ön tampon fiyatının 10.000-TL olduğunu düşünelim.
Kaza sonrası aracınızın ön tamponun değişmesi gerektiğini ve onarımda yan sanayi ön tampon monte
edildiğini, yan sanayi ön tampon fiyatının ise 6.000-TL olduğu durumda orijinal olan ön tampon fiyatı
ile yan sanayi ön tampon fiyatı arasında ki (10.000-TL – 6.000-TL = 4.000-TL) 4.000-TL’lik bedelin hasar
ara farkı bedeli olarak ifade edildiğini söyleyebiliriz.
HASAR ARA FARKI BEDELİ KİM VEYA KİMLERDEN TALEP EDİLEBİLİR?
Hasar ara farkı bedeli talebi; poliçe kapsamında sigorta şirketlerinden talep edilebileceği gibi
kazada ki kusur oranları doğrultusunda şahıs/şahıslardan da tazmin edilebilmektedir. Sigorta şirketine
yöneltilen talepte, ilk aşama olarak 15 günlük süre içerisinde hasar ara fark bedelinin karşılanması
amacıyla sigorta şirketine başvuruda bulunulur ve ilgili zararın karşılanması istenir. 15 Günlük süre
akabinde ilgili sigorta şirketi tarafından herhangi bir geri dönüş olmaması veya olumsuz geri dönüş
olması halinde Sigorta Tahkim Komisyonuna veya görevli ve yetkili mahkemeden hasar ara fark
bedelinin tazminine ilişkin yargılama süreci başlatılabilmektedir. Bu zararın şahıs/şahıslardan
karşılanması için ise güvenilir yol görevli ve yetkili mahkemeden hasar ara fark bedelinin tazminine
ilişkin yargılama sürecini başlatmak olacaktır. Hasar ara farkı bedeli talebinin tazminine ilişkin talebin
kim veya kimlere yöneltildiğinde daha hızlı sonuç alınacağı veya müstakbel alacağın tahsil kabiliyeti
bakımından hangi tarafa yöneltilmesi gerektiği hususları veyahut da süreci takiben yapılması
gerekenlerin ilgili mevzuatlara uygun bir şekilde süresinde yapılması hukuki bilgi ve tecrübe
gerektirmektedir. Dolayısıyla bahsi geçen talep ve yargılama sürecinin Sigorta ve Trafik kazaları
alanında tecrübeli Avukatlar aracılığıyla takip edilmesi büyük önem arz etmektedir.
HASAR ARA FARKI BEDELİ TALEBİ İÇİN SÜRE SINIRI VAR MIDIR?
Hasar ara farkı bedelinin tazmini talebinin belli bir süre içerisinde ilgilisine yöneltilmesi ve
zararın tazmin edilmesi gerekmektedir. Karayolları Trafik Kanunu 109. Maddesi; “Motorlu araç
kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat
yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde
zamanaşımına uğrar.” Şeklinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla hasar ara farkı talebinin tazmini için zararı
ve tazminat yükümlüsünün öğrenilmesinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi olduğunu
görmekteyiz. Herhangi bir hak kaybına uğramamak adına belirtildiği üzere hukuki bilgi ve tecrübeli
Avukatlar aracılığıyla sürecin başlatılması ve takip edilmesi büyük önem arz etmektedir.
HASAR ARA FARKI BEDELİNE İLİŞKİN MEVZUAT VE YARGITAY KARARLARI
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “Tazminat ve
Giderlerin Ödenmesi” başlıklı B. 2. maddesinde; “Hasar halinde, hasar gören parça, onarımı mümkün
değilse veya eşdeğer parça (veya yeniden kullanılabilir parça) ile değişimine imkân yok ise orijinali ile
değiştirilir. Bu paragraf uygulaması sonucu araçta bir kıymet artışı meydana gelse dahi bu fark tazminat
miktarından indirilemez.
Hasar gören parçanın orijinal olmaması halinde ise eşdeğer (veya yeniden kullanılabilir parça) ile
değiştirilir. Ancak, hasar gören parçanın eşdeğer (veya yeniden kullanılabilir parça) ile değiştirilmesine
imkân olmaması halinde orijinal parça ile değiştirilir. Eşdeğer (veya yeniden kullanılabilir) parça ile
değişim imkânı olduğu halde orijinal parça ile onarım sağlanır ise sigortacının sorumluluğu, sigortacının
kaza tarihi itibarıyla benzer hasarlardaki onarım uygulamasına göre, eşdeğer (veya yeniden
kullanılabilir) parça bedeli ile sınırlıdır. Eşdeğer (veya yeniden kullanılabilir) parça ile değişim imkânı
olduğunu ispat yükü sigortacıya aittir. Bu fıkranın uygulanması sonucu araçta bir kıymet artışı meydana
gelse dahi bu fark tazminat miktarından indirilemez.” Şeklinde düzenlenmiştir.
Eşdeğer Parçanın araç sahiplerinde güven oluşturmaması nedeniyle 2015 yılında “eşdeğer parça
sertifikası” uygulaması yürürlüğe girmiştir. Bu uygulamaya göre araca eğer orijinal parça takılamıyorsa
sigorta şirketlerinin, eş değer parçanın sertifikasını vermesi gerekmektedir. Buna göre sigorta şirketleri
taktığı eşdeğer parçanın Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından uluslararası standartlar
kapsamında testlerden geçirilerek 2 yıllığına belgelendirilmesi gerekmektedir. Böylelikle TSE’nin onay
verdiği parçalar kullanıldığı için de araç güvenliği koruma altına alınmaktadır. Sigorta şirketi TSE belgesi
olmayan parça veya başka araçlardan çıkma parça kullanmışsa araç değer kaybını aracı hasar görene
ödemek zorundadır.
Kazaya karışan araç için düzenlenen eksper raporundan sonra sigorta şirketi tarafından araç
sahibine muvafakat imzalatılmış ve araç tamiri orijinal olmayan parçalarla tamamlanmış olsa bile
yapılan anlaşmanın geçersizliği ileri sürülerek aracın gerçek zararı sigorta şirketinden talep edilebilir.
Zira Karayolları Trafik Kanununun 111. maddesinde ‘‘Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu
kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş
olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal
edilebilir.’’ düzenlemesi yer almaktadır.
Bu düzenleme uyarınca her ne kadar araç sahibi sigortanın yapmış olduğu parça değişimine muvafakat
vermiş olsa dahi iki yıl içinde bu muvafakatnamenin iptali talebiyle dava açabilir.
T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2021/22368 K. 2023/377 T. 12.01.2023 sayılı kararına göre
“Somut olayda ; davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan hasar tespit raporunda İsızu d max 2010
model aracın orijinal parça ile onarım halinde hasar bedelinin 57.939,94 TL olacağı belirtilmiş olup,
davacının talebi de orijinal parça ile değişim halinde oluşan hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Hükme esas alınan 16.03.2021 tarihli raporda ise eş değer parça ile onarım yapıldığında KDV hariç
21.400,00 TL hasar bedeli belirtilmiştir. Gerçek zarar ancak aracın onarımında tamamen orijinal
parçalar kullanılmak suretiyle sağlanır.
Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince, İstanbul Teknik Üniversitesi ya da Karayolları Genel Müdürlüğü
Fen Heyetinden seçilecek hasar konusunda uzman bilirkişiden hasara ilişkin olarak dava dosyası
kapsamı, ekspertiz raporu, fotoğraflar, faturalar, önceki bilirkişi raporu ve diğer deliller incelenerek
ayrıntılı şekilde orijinal parçalar dikkate alınarak, araçtaki hasar kalemleri ve bedeli tespit edilmek
suretiyle tazminat miktarının hesaplanması hususlarında ayrıntılı, açıklamalı, denetime elverişli bir
rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru
değildir. “
T.C. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2016/5293 K. 2017/8012 T. 20.9.2017 sayılı kararına göre
“Dairemizin 06.11.2013 gün ve 2014/4531Esas-2014/3704 Karar sayılı ilamı ile “…ekspertiz raporunda
ve ekspertiz raporunu dayanak alan hükme esas Adli Tıp Kurumu raporunda davacıya ait aracın
onarımının hesaplanmasında orijinal parçalar yanında eşdeğer parçaların da esas alındığı
anlaşılmaktadır. Gerçek zarar ancak aracın onarımında tamamen orijinal parçalar kullanılmak suretiyle
sağlanır. Bu durumda mahkemece, … tamamıyle orijinal parçalar dikkate alınarak, araçtaki hasar
kalemleri ve bedeli tespit edilmek suretiyle tazminat miktarının hesaplanması hususlarında ayrıntılı,
açıklamalı, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu
biçimde hüküm kurulması doğru değildir.”
T.C. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2014/15938 K. 2014/13033 T. 30.9.2014 sayılı kararına göre
“Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, hükme esas
Adli Tıp Kurumu raporunda davacıya ait aracın onarımının hesaplanmasında orijinal parçalar yanında
eşdeğer parçaların da esas alındığı anlaşılmaktadır. Gerçek zarar ancak aracın onarımında tamamen
orijinal parçalar kullanılmak suretiyle sağlanır. Bu durumda mahkemece Adli Tıp Kurumu raporunda
orijinal parça kullanılarak hesaplanan gerçek hasar miktarının doğru olduğunun kabulü gereklidir.
Mahkemece; orijinal parça hesabına göre belirlenen miktar hükme esas alınması gerekirken, yan sanayi
yedek parça hesabına göre hüküm verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”
T.C. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2008/2862 K. 2009/682 T. 16.2.2009 sayılı kararına göre
“Somut olayda davacı hasarlı araç davalı tarafça tamir ettirilmiş ve davacı ibra belgesi imzalamış ise
de; tamirden bir ay sonra aracın tamiri sırasında orjinal parça kullanılmadığı ve bazı aksamın da tamir
edilmediği mahkemece tesbit edilmiştir. Gerçek zarar yukarıdaki ilke kapsamında giderilmemiş olup,
gizli ayıp mevcuttur. Davacı hasarlanan parçanın 2.el çıkma parça ile değişimini kabule zorlanamaz.
Süresinde tesbit yaptıran ve dava açan davacının BK. 198. maddesine göre ayıplı haliyle kabulü de söz
konusu değildir.
Karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek amacıyla 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu kabul edilmiştir. 2918 sayılı Kanun’un 93’üncü maddesi uyarınca çıkarılan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile de poliçe limitlerinin miktarı ve tarife ve talimatlar düzenlenmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları hükümleri incelendiğinde trafiğe çıkması, trafik siciline veya ilgili mevzuatla düzenlenen özel sicile tescile tâbi motorlu araçların işletilmesi ile oluşan bir trafik kazası sonucunda üçüncü şahısların ekonomik değeri olan MAL VARLIĞINDA (ARAÇLARIN DEĞERİNDE) DOĞRUDAN AZALMA OLMASINA SEBEBİYET VERİLMESİ NEDENİYLE İLGİLİLERİN UĞRADIKLARI BELİRLENEN MADDİ KAYIPLAR araç değer kaybı olarak belirlenmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/18000 E. 2021/5904 K. sayılı kararında; “Değer kaybı zararı belirlenirken yapılması gereken, aracın kaza tarihi itibariyle serbest piyasa koşullarına göre hasarsız haldeki 2. el değerinin belirlenmesi ve aracın tamir edilmesinden sonra, aracın yaşı, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alındığında yine serbest piyasa koşullarında 2. el değerinde ne kadarlık bir azalma olacağının belirlenmesinden ibaret olduğu” şeklinde belirtilirken aynı Daire’nin 2021/2451 E. 2021/4771 K. sayılı kararında; “Araçta meydana gelen değer kaybının; aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği ve daha önce karışmış olduğu kaza da dikkate alınarak kazadan sonraki onarılmış halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya göre hesaplanması gerektiği” şeklinde belirtmiştir.
Maddi hasarlı trafik kazası neticesinde kusurlu olan aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (trafik sigortası) tarafından değer kaybı talepleri karşılanmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 90’ıncı maddesi uyarınca zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların 2918 sayılı Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabi olacağı belirtilmiştir. 2023 yılına kadar araç değer kayıplarında Genel Şartların ekinde düzenlenen formüller uyarınca hesaplama yapılmaktayken 14/02/2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararı’na göre piyasa rayicine göre hesaplama yapılması kabul edilmiştir.
Araç değer kaybı tazminatı hesaplanırken ARACIN MARKA VE MODELİ, RENGİ, KİLOMETRESİ, KULLANIM AMACI, MEVCUT KAZASINDAKİ HASAR BEDELİ VE GEÇMİŞ HASAR KAYITLARI dikkate alınmaktadır.
Meydana gelen kaza neticesinde öncelikle kusurlu aracın trafik sigortasına karşı başvuru yapılması gerekmektedir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren EN GEÇ 15 GÜN İÇİNDE başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, mahkemede ya da 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu çerçevesinde Sigorta Tahkim Komisyonu’nda dava açılabilir. Gerek dava gerekse tahkim yolu süreci hukuki niteliği itibariyle sigorta alanında uzmanlaşmış avukat veya avukatlar tarafından takip edilmelidir.